Prof. Dr. Özcan Ocakoğlu, Türkiye’de 2.5 milyona yakın glokom (göz tansiyonu) hastası olduğunu ama sadece dört hastadan birine teşhis konulduğunu açıkladı.
Dünyada önlenebilir körlük nedenleri arasında ikinci sırada yer alan glokomun (göz tansiyonu) erken tanı ile tedavisinin mümkün olduğunu söyleyen Türk Oftalmoloji Derneği Glokom Birimi Başkanı Prof. Dr. Özcan Ocakoğlu, Türkiye’de 2.5 milyona yakın glokom hastası olduğunu ama sadece dört hastadan birine teşhis konularak tedaviye geçildiğini söyledi. ‘Glokom Haftası’ nedeniyle Milliyet’e konuşan Prof. Dr. Özcan Ocakoğlu, glokomda en büyük sorunun “sinsice” seyrettiği için geç tanı konulması olduğuna dikkat çekti.
Erken teşhis uyarısı
Glokomun en büyük nedeninin göz içi basıncın yüksek olması olduğunu belirten Ocakoğlu şunları söyledi: “Normal koşullarda göz içinde sürekli üretilerek bazı göz dokularımızı besleyen ve gözümüzün şeklini koruyan adına ‘aköz’ dediğimiz göz içi sıvısı mevcuttur. Bu sıvının göz içinde yer alan özel kanallardan gözü terk ederek kan dolaşımına karışması gereklidir. Aköz sıvısının üretilmesi ve göz dışına çıkışı arasındaki denge ‘normal göz tansiyonu’nu oluşturur. Bu ölçülebilir bir değerdir ve 10-21 mmHg olarak kabul edilmiştir. Bu dengenin bozulması yani aközün göz dışına çıkışının azalması sonucu gözün tansiyonu yükselir. Göz içindeki yüksek basıncın uzun süreli devam etmesi sonucunda da görme siniri zedelenir. Göz içi basıncı artışı sırasında hastanın hiçbir şikâyeti olmayabilir ancak zamanla önce çevresel alan görmesi daralır sonra tam körlük oluşur. Görme siniri kendini yenileyemeyen bir yapı olduğu için tedavi ile kayıplar geri getirilemez ancak hastalığın durdurulması ya da kötüleşmesi önlenebilir. Bu nedenle belirti vermeksizin seyreden bu hastalığın erken teşhisi çok önemli.”
Glokomun genelde başka şikayetlerle gelen hastalarda tesadüfen tespit edildiğini dile getiren Prof. Dr. Özcan Ocakoğlu, bu hastalığın özellikle migren ataklarıyla karıştırıldığını kaydetti. Dünya genelinde 6 milyonu tam kör olan yaklaşık 70 milyon kişinin bu hastalıktan etkilendiğini belirten Prof. Dr. Ocakoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de 2,5 milyona yakın glokom hastası olduğu tahmin edilirken yalnızca her dört hastadan biri teşhis edilerek tedaviye geçilebiliyor. Hastalık başlangıcında hiçbir şikayet olmaması ve ilk belirtiler olabilecek görme alanındaki kayıpların hastanın farkında olamayacağı yavaşlıkta ilerlemesi, hastalığın erken tanısında güçlük yaratıyor. Glokom her yaş grubunda görülebilir. Genelde 40 yaş üstü hastalar yakını görme problemi nedeniyle hastaneye gittiklerinde teşhis alıyorlar. Özellikle anne, baba ve kardeş gibi birinci dereceden yakın akrabaların glokomlu olması hastalığın aile üyelerinde görülme riskini 3-5 kat artırıyor. Diyabet, uzun süreli kortizon tedavisi riski artırıyor.”